Sizi bilmem ama ben burger mekanlarına bayılıyorum. Burger ekmeğine, patatese, cheddar, karamelize soğan, yeşillik ve iyi hazırlanmış etin uyumuyla beraber kola ya da bira yudumlamaya hastayım. İşte bunlar hep Amerika'nın oyunları diyebilirsiniz ve haklısınız. Elbette seviyor olmam sürekli tükettiğim bir yiyecek olduğu anlamına gelmiyor. Kafamda sadece bir kaç güzel mekan kalıyor sürekli ve yeni mekanları denedikçe liste daha da güzelleşiyor.
Ben denedim.
Bir kaç kere evde iyi burgerler yapmayı denedim fakat farkettim ki bana, dışarıda yiyebileceğim paraya yakın masraflar çıkardı ve açıkçası beceremedim, çok iyi etleri haşat ettim falan filan. Sonra da genel olarak dışarıda yemeye devam ettim ve baktım baya yiyorum, bunları neden yazmayayım dedim ki bu da bizi şu an bulunduğumuz noktaya getiriyor.
Virginia Angus Eminönü şubesine arkadaş zoruyla gittim açıkçası. Çünkü ben üşengeç adamımdır, yolumun üstündeki mekanlara giderim ve okuyucularıma derim ki sizin de yolunuzun üstüyse buraya gidin ya da gitmeyin falan filan. Fakat hiç de pişman olduğumu söyleyemem hatta yine giderim çünkü Eminönü'ne şu sıralar yolum baya düşüyor.
Şimdi mekana bakalım biraz; Virginia Angus Eminönü Nerededir? Efendim tahtakale denen yeri herkes bilir, bilmeyenler, hiç duymayanlar ise Kuru kahveci Mehmet Efendiyi kesin kesin bilir. Şimdi bu kuru kahvecinin sokağından giriyorsunuz 100-150 metre ileride bambu bıçaklar satan dükkanlar var bir dörtyol ağzında. Buradan yukarıya doğru çıkıyorsunuz ve Virginia Angus Eminönü şubesi tam orada. Böyle adres tarif etmek falan hikaye tabii bakmayın ben Faruk Eczanesiiiii???...... döneminden kalma bir insanım. Telefonunuzu açıyorsunuz ve bir mongol değilseniz telefonunuza yüklediğiniz yandex naviden mekanın adını yazıp paşa paşa gidiyorsunuz. Yandex yoksa Zomato'nun uygulamasından bakın. O da yoksa Google'a yazın o da yoksa çok zorlamadan mağaranıza geri dönün. Burger sizin neyinize.
Sene 2009. Burak Altay Türkiye'de yüzde yüz yerli iyi et üretimi için angus yetiştirmeye başlıyor ve 2011 yılında Eminönü şubesinde meyvelerini toplamaya başlıyor. Virginia Angus Eminönü çok büyükçe bir mekan değil. İçeride üç, dışarıda beş civarı masası var ve tahtakale dükkanlarının dibinde, yokuş başında bir mekan. Yani çok doğal bir lokasyonda, çok doğal ve hoş bir şekilde esnafa bakıyor. Bence bu çok tatlı. Mekandan çıkıp çarşı esnafının ya da insanların fotoğraflarını çekme şansı veriyor size. Virginia Angus'un burgerlerine diyecek laf yok. Ekmeği tombik, gevrek ve sıcak! geldi. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş benim daha önce başıma çok geldi. Bence et dediğin az pişmiş yenir, sulu sulu yenir. Ne kadar pişirirsen o kadar suyunu, tadını kaybeder. Neyse uzatmayayım ben bir çok mekanda eti az pişmiş istediğimde çiğ geldiği için artık böyle tahminlerde bulunmaya çalışıyorum hmmm işte medium istesem bunlar bana az pişmiş getirir ya da rare istesem medium gelir falan. Virginia Angus'ta eti iyi pişmiş istedim ve mediumun bir tık üstü et geldi keşke medium isteseymişim daha çok keyif alırmışım. Her neyse burger etleri yine de çok güzeldi karamelize soğanlı, dana fümeli ve cheddarlı şahane bir burger yedim, tavsiye ederim. Patatesleri şaşırtıcı. Ben böyle kötü görünüp bu denli lezzetli patates yemedim. Farklı bir baharat kullanıyorlar ve patatesler çıtır çıtır, çok lezzetli.
Gidin.
Yeyin.
Güzel yani.***
Fiyatları da normal. 200 gram et yiyorsunuz, patatesiyle birlikte 22-25 lira arasında bir para ödüyorsunuz. Tabii insanlar için hazırlanmış 120 gramlık porsiyonlar da var onlar daha uygun fiyatlı.
Servisi kötü maalesef. Öncelikle çalışanlarının üstü leş gibi. O siyah t-shirtlerin rengi atmış pislikten. Arada yıkatmak lazım onları 2-3 par ile çalışıp. Yani bir takım yıkamadayken personel temizleri giyer, onlar kirlenir yeni takım gelir falan bir par da yedekte bekler ne olur ne olmaz hesabı. Korkmayın yapın bunu, yani bütün Dünya böyle çalışıyor. Personel ile yaşadığım diğer iki sıkıntıdan biri şu; Dünya'nın hiçbir yerinde müşterinin eline menü verilip başında hadi menüyü aldın siparişi ver diye beklenmez. Menüyü verir gidersin, sen döndüğünde müşteri karar verememişse tavsiyelerde bulunursun falan filan. Bu çocuklar menüyü verip suratımıza "evet maaaadem menüyü aldınız hadi siparişi verin" edasıyla bakıp beklediler. Yanlış kuzum. Sen git sonra gel. Diğer bir yanlış da bizim kolamızı hatırlatmak zorunda olmamızdı. Neyse ben böyle yerlerde çok da servis eleştirmiyorum açıkçası. Fine Dine servis veren bir mekan olsa bunlar katlanılmaz olabilirdi elbette fakat kendimize gelelim bir burger mekanı hakkında konuşuyoruz burada.
Virginia Angus Eminönü çok güzel alternatifler sunuyor. Ben bile bu üşengeçlikle gittim, yedim bence siz de en az bir kere denemelisiniz. İstanbul'da yaşayıp da yolu tahtakeleye düşmeyen yoktur (o kalabalığın başka bir açıklaması olamaz, bütün şehir orada resmen) tahtakeleye yolu düşüpte Virginia Angus'a uğramayan, burgerlerinden tatmayan da bizden değildir. Gidin, görün, tadın. Güzel burgerler yapıyorlar ama çabuk sipariş verin, öyle çok düşünmeyin kardeşim alt tarafı burger yiyeceksiniz ama seveceksiniz. Hadi afiyet olsun.
0 yorum:
Yorum Gönder